Fiziksel Mesafe ve Kadın Dayanışması Yaşatır!

Sevgili kadınlar
Tüm dünyada ve ülkemizde hepimizi etkisi altına alan covid-19 salgını nedeniyle hem kendi sağlığımız hem de insanlığın sağlığı adına sosyal mesafe koyduğumuz şu günlerde olabildiğince evlerimizde kalarak, paniklemeden önlemlerimizi alıp yaşamlarımızı sürdürüyoruz. Umutsuzluğa düşmüyoruz, 8 Mart’ı hatırlıyoruz :)
Yaşadığımız ve yaşayacağımız bu süreç kendimizi, yaşamlarımızı ve düşünce dünyalarımızı gözden geçireceğimiz ve yeniden üretmemizi sağlayacağımız sonuçlar doğurabilir. Evlerde kaldığımız saatlerde, iş yerlerine giderken umutsuzluğa düşmemek adına Virginia Woolf’u, Ursula K. Le Guin’i, Sylvia Plath’i, Suat Derviş’i, Nilgün Marmara’yı yeniden keşfedebilir ve adını sayamayacağımız nice kadının yaşamlarıyla umut dolabilir yüreğimiz. Sabah uyanıp işlerimize giderken ya da sevdiklerimiz için endişe duyarken Joan Baez’in No Woman No Cry şarkısını dinleyip kötü hislerden kısa süreliğine de olsa sıyrılabiliriz.
Tüm bunların yanında hala işe gitmek zorunda olanlarımız olduğunu biliyoruz. Yeni koronavirüs için test yapma şartıyla bu virüsün yaygınlaşmasının önlenebileceğini biliyoruz. ‘Halk için sağlık’ talebimiz önceliğimiz olmalı bu günlerde. Bunun yanı sıra insanlar evlere kapandıkça kadınlar hayattan daha izole olarak evlere hapsolabiliyor. Toplumsal gerginliğin yükünü kadınlar daha çok çekiyor. Hem çocukların evde olması, temizlik kurallarının kadınların göreviymiş gibi algılanması hem de kadınların şiddete maruz bırakılması gibi sorunlara karşı da dayanışma daha elzem hale geliyor.
Sağlıklı ve sevgi dolu günlerde yine yan yana olmak dileğiyle.
Fiziksel mesafe ve kadın dayanışması yaşatır!